yeminleri bitmiş biraz da hileci,
ne zaman kör olmuştu,
kaç yıldır duymuyordu bir kuş sesini,
nasıl sevilirdi görülmeyen eller,
nasıl yumuşardı kalp duyulmadan şiirler,
biraz ukalaydı dilenci,
çokça da konuşur yersiz ve deli
gözleri var ama kör,
kulağı keskin ama sağır,
sevilmemekten yakındı anı masasında,
annem dedi; kardeşimi daha çok sevdi,
babam kırmızı Anadol'u hepimizden çok,
lisede Ayşe'yi, sonrasında Leyla'yı,
Nazım'ın Piraye'sini, Hamit'in karısını,
ne varsa sevilememekten yana anlattı dilenci,
ne zamandır körsün dedim,
körlükleri dedi, gördüğümden beri,
peki ya duymak ne zaman terk etti seni,
evsiz yavruların çığlığında duyarım hala,
severim çiçeği, kırı, baharı,
tıpkı senin de sevdiğin gibi,
gülerim güzel günlerde
ve ağlarım canım yandığında,
ellerimi tutunca sevgilim kalbim titrer,
yüreğim yeni yaralar arar ondan deliliğim,
severim kendimi onlar küçümsediğinden beri,
o yüzden bir yanı ukala kalmıştır yalnız bahçemin,
kimler kaldı kulakları duyan,
ince sesini bir çaresizin,
kimler kaldı gözleri gören,
yüzünde pişmanlığı bir fakirin,
ben körüm,
sen sağır,
şunlar deli,
onlar ukala,
bitmeyecek arzumuz dünyanın sofrasında,
öyle ki dilenci dediğin bir ad değil,
sıfat kaldı ardımızda.