Bir Vakit Dolmuştu Beynim

Umudun ve ümitsizliğin birbiri ardına gelen bir zamandayız sanki. Ne yapmamız gerektiğini anlamadık. Kaosun içinde kafasını kaldıramayan bireyleriz galiba. Hayat bir sınav elbette ama her geçen gün sorularım artıyor. Bazı konularda çözüme ne zaman geçeceğim hiçbir fikrim yok. Evrene güzel mesaj yolla, pozitif ol cümleleri çok sıradanlaştı. Evrene karşı savaşçı ruhlu olmak yerine insanlara karşı savaşma vakti geldi. Sevdiklerimizle aynı yolu paylaştığımız zaman daha güçlüyüz. Güvenebildiğimiz insanların sayısı ise bir elimizin parmak sayısını geçmez.

Yine kafamın çok karışık olduğu günlere dönmek istemiyorum. Söyleyin ne yapmam gerekiyor?
Hırsa mı bürüneyim? Dua mı edeyim? Yoksa hayırlısı diyip rutin bir hayata mı döneyim?

Umarım içimdeki çelişkili durum göz kapağım gibi ben farketmeden kapanır. Tekdüze güneşli günler olacak gibi bir beklentim yok tabi. Kar da yağsa kaymasını öğrenmek istiyorum.




OYUN

   Nereye vardığını bir türlü anlayamadığım bir döngünün içerisinde; bir hiçliğin ortasında varolmaya çalışırken hiç olduğumu, tamamen kontrolüm dışında sıkıcı ama öğretici bir film izler gibi bomboş bir farkındalık dünyasıyla izliyorum.
   Hayatımda olanların tamamen benim kontrolüm dışında olması fikri kısmen zihin olarak rahatlasada, aslında içten içten bunun bir bilinçaltı kerizlemesi olduğunu biliyor, hayatıma yeterince müdahalede bulunamamaktan dolayı kendimi suçluyorum.(Hoş şimdiye kadar bulunduğum tüm müdahalelerde cuvalladım)
    Tam bir şeylerin ortasında yeni bir maceraya koşmak için dolu dolu nefesim varken yönümü bulamamaktan dolayı olduğum yere çakılı kalıyorum.İşte böyle zamanlarda bir kaç hatıra kurtarıveriyor beni. Geçmiş hem takılıp kaldığım derin bir çukur, hem de içinde bulunduğum anda boğulduğum zamanların kurtarıcı halatına dönüşüveriyor. Bir gün bir arkadaşla içilmiş bir kahve bile hatırlandığında kasvetli düşüncelerden sıyrılmaya hem sebep hem de o düşünceler için bir neden oluveriyor.Tek düze ve basit düşünmeye o kadar alışmışım ki; hayatın kartlarının çift yönlü olduğunu şimdilerde algılıyorum. Her şey biraz mutluluk biraz hüzün ve oyun doğru kartları kullanmakta saklı.

huzur

bir ayva tadı dilimin ucunda,
tenim bu melteme aşikar,
çakıl taşları sıcaklığı parmak aramda,
saçlarımda bir tutam da kar var.
yılın en taze nergis kokusu
aklımda çocukluğumdan çomaklar,
cebimde oyunbaz anıların sonuncusu,
ıslık çalarak yürüdüğüm boş sokaklar.
gelecek ceviz sandığında kilitli sır,
geçmiş ömür rafındaki tozdur,
önümde koşulacak yemyeşil bir kır,
hoşgeldin, hoşgeldin huzur...

25.02.2014


cennet

yıllar oldu seni bekliyorum,
sen sanıp çok tende yanıldım
şimdi hepsinden iğreniyorum.

adın aşk olmuş; eş olmuş, güneş olmuş
kerem olmuş, verem olmuş, çilem olmuş,
her akşam içimden mehtaba dökülen yaşlar,
sana varmayan yollarda bir kayboluş.

bilsem ki yerin cehennem 
gör; cenneti cehenneme nasıl sığdırırsın,
koşarak gelirim elimde bir tas şebnem,
yokluğunda cenneti sen yanmaz mı sanırsın...

05.01.2013



çocuk

           Ağla çocuk,
           Yüreğin delinsin hıçkırıktan,
           Kana damlayan asit gibi,
           İçin yansın yalnızlıktan.

           Bağır çocuk,
           Martı çığlıkları gibi feryat figan,
           Tene vurulan neşter gibi,
           Senden başka kimseye duyurmadan.

           Üzülme çocuk,
           Bir gün bulutlara bakıp güldüğün zaman,
           Bütün kuşlar yere inecek kıskançlıktan;
           Gözlerini kısıp bir kahkaha attığın an,
           Tüm güller beyaz açacak solmadan....

           04.03.2013